Ben Olmalıydım 9
Sevginin türlerine müteallik ilk psikiyatri dalında çaldatmaışma Sigmund Freud tarafından yapılmıştır. Freud, sevginin her çeşitlisünün kaynağının cinsellik olduğunu öne sürer. Bu görüşüyle çok kebir eleştirilere maruz kalsa da, biyolojik olarak sevginin, hormonlar ya da kimyasallar itibarıyla cinsellikten sair bir kaynağı yoktur. Freud’a için sevginin bütün sair türleri (familya sevgisi, tanrı sevgisi) uygarlıkla gelişen yüceltmelerin sonucudur ve cinsellikten türemiştir. Bu mevzuda özellikle evcil kültlerindeki totem-tabu anlayışı üzerinde durarak tetkik yapar.
Psikanalist Erich Fromm, sevgiyi insanlığın sorunlarına bir karşılık olarak, kişideki etkin ve yaratıcı zorla kaynağı bir enerji olarak ve bu gır konusu yaratıcılıkla sevmeyi de bir konuşma olarak tanımlar. Bu çerçevede sevgiyi biyolojik kaynağı ne olursa olsun beş türde sınıflandırır: kardeşçe hatır, temelç hatır, eşeysel hatır, öz hatır ve tanrı sevgisi.[2]
Kardeşçe hatır
Sevginin en baş türüdür. öbür bütün türlerin içerisinde de arsa aldatmaır. Mesuliyet, saygı ve sair insanları düşünme kadar davranışlar bu türdedir.
Asılç hatır
Annenin çocuğuna duyduğu koşulsuz sevgidir. Asılç sevginin en bariz özelliği, koruyuculuk davranışıdır. Kardeşçe sevgideki kadar boyun ve sair insanları önemseme davranışı burada da görülür fakat aradaki ayırt sevginin, annenin çocuğuna esasen rabıtalı evetğu karınin bir ivaz ya da koşul sorgulamadan gerçekleşmesidir. Bu bağ determinist değil, annenin kendiyle bütün bir şeyi sevmekte evetğu karınin dönüşlüdür ve böylecene öz hatır karınerir. Valide ivaz sorgulamaz, çünkü çocuğu sevmekle esasen kendini sevmektedir. Pekâlâ sevginin bu türü valide-çocuk beyninde sınırlı kalmaz. Bu biyolojik bağın olmadığı yerde de âdem ilişkilerinde temelç hatır görülebilir.